31 Aralık 2010 Cuma

Ye, iç, sev


Yeni yılda sizlere çok lezzetli yemekler yiyeceğiniz, keyifli sohbetler yapacağınız zevkli sofralar diliyoruz.

Bay Afiyet ve Bayan Bal Şeker
31/12/2010

24 Aralık 2010 Cuma

Hatırlatma

Meraklı ama yine de alışkanlıklarındanda vazgeçemeyen bir yapıya sahibim. Bıraksalar her gün sahanda peynirli yumurta yerim, ama bırakmıyorlar ki?
Lezzetli yemek yapıyorlar diye bellediğim lokantalara da büyük bir sadakatle giderim.

Madem Bayan Bal Şeker X Restaurant'ı hatırlattı, ben de bunca yazı arasında çoktan unutulmuştur diye düşünerek, Rumeli Kavağı'ndaki küçük Deniz lokantasını hatırlatmak istiyorum. Hatırlatılmayı hak ediyor:

Salı ve cuma gunleri haşlama yapıyorlar. Kurufasulye pilav ise hergün çıkıyor. Arasıra cacık, ve bazen hoşaf ta bulunabiliyor. Hepsi tam ağzınıza layık!



Rumeli Kavağı denince korkmayın, Maslak'tam tam 15 dakika!

Daha önceden yazdığımızda "amaaan oraya kadar kurufasulye yemeğe gidilir mi?!" diyerek yan çizdiyseniz, bari bu sefer gidin. Israr ediyorsak bir bildiğimiz var.

Bay Afiyet
24/12/2010

18 Aralık 2010 Cumartesi

Hani o saçlarına taç yaptığım çiçekler?

Ey İstanbul ahalisi! X Restaurant'ı unuttun mu?
Hani IKSV'nin yeni binası Deniz Palas'ın en üst katında... Lezzetli yemekler, şahane bir manzara.. Hani daha bu senenin başında en gözde mekanı olmuştu şehrin?!


Aşağıdaki fotoğraf güzel bir cumartesi günü, öğlen saat 2'de, Tünel, Beyoğlu, Galata, Şişhane gezmeye tozmaya, yemek yemeye çıkmış insanlarla dopdoluyken X Restaurant'da çekilmiştir.


Ne aralık sıkıldınız? Ne zaman gözden düştü?

Aah, ah! Zor iş!
Lokantacılık zor.
İnsanlara bir şey beğendirmek zor.
İstanbulluların ilgisini kaybetmemek ise en zor!

Bayan Bal Şeker
18/12/2010

17 Aralık 2010 Cuma

Kadınların Kantin'i

Geçtiğimiz hafta, Nişantaşı'nda telaş ve endişe içinde savrulduğumuz bir gün, tutturdum Kantin'de yemek yemek istiyorum diye.



Bay Afiyet "gel şurda hemen çabucak bir tost yiyelim" dedi kanmadım. "Hadi Güzelbahçe lokantasında tencere yemeği yiyelim" dedi, direndim. Tutturdum Kantin de Kantin diye. Kadının fendi erkeği yine yendi tabi, gittik.

Kantin Nişantaşı'lı kadınların buluşma noktası, ortak tutkusu. O gün de içeri bir girdik, sanki kadınlar matinesi! Bay Afiyet uzunca bir süre içerideki yegane erkek müşteriydi.



Niye kadınlar burayı bu kadar çok beğeniyor diye düşündüm durdum yemek boyunca.

Mısır ekmeği üstünde hazırolda duran hamsilerin intizamı mı cezbediyor kadınları?

Pizza yiyormuş hissi veren, ama çok daha az kalorili olan çıtırlar mı hoşa gidiyor?

Yoksa Hale, Jale, Topağacı'ndan bütün mahalle mi görmeye geliniyor?

Bunların hepsi olabilir nedeni: Yemekler çok zarif sunuluyor. Lezzet düşünülürken, yemeğin sağlığı göz ardı edilmiyor. Ağzınıza attığınız her lokmanın kalçanıza yapışacağı endişesini taşımıyorsunuz. Ayrıca gerçekten de Hale, Jale, Lale ve tüm mahalle oradalar!



Bir de lokantanın alt katında, küçük zevkli lokmalar tasarlayıp sattıkları bir dükkanları var. Girdiğimde, İçimden tüm kaselere parmaklarımla dalmak, her bir tatlıdan bir ısırık almak geliyor.



Bay Afiyet alt kattaki dükkanın fikrini çok beğenmekle beraber, yediklerine öyle çok fazla bayılmadı; bense herzamanki gibi bayıldım.



Hesabı ben ödedim, bunun üzerine Bay Afiyet de burayı tutturmuş olduğumdan dolayı çok laf etmedi.

Bayan Bal Şeker
17/12/2010

6 Aralık 2010 Pazartesi

Amerikan mutfağını seven her genç erkeğin rüyası

İstediğim ve planladığım kadar yeni ve farklı yerlerde yemek yemiyorum şu aralar. Belki 40 yaşının getirdiği tembellik, belki alışkanlıklarımın hayatımı kolaylaştırması veya belki de denemeye değer yerlere sıklıkla rastlamamamdır bunun nedeni.



Geçen gün Amerikan Hastanesi'ni bir milyonuncu kez ziyaretim esnasında karnım acıktığında, bu defa pilav üstü tavuktan, tencere yemeklerinden, Bayan Bal Şeker’in tutturduğu Kantin yemeklerinden, Divan’ın değişmeyen menüsünden farklı birşey yemek istedim. Dostum, konu mankenim, minik gurmem ile, Teşvikiye Cami’nin hemen arkasında, Akkavak Sokak'ın Ahmet Fetgari Sokak oluverdiği noktada yer alan Egg & Burger’i deneyelim dedik.



Önce dışarıdan süzdük dükkanı, sanki kız alacakmışız gibi. Biraz burun büktük. Sonra baktık içerde tanıdıklarımız yemek yiyor, hadi deneylim dedik.



Mekan amerikan mutfağını seven her genç erkeğin rüyası. İçerisi tam bir “mini diner” olarak döşenmiş. Kırmızı, beyaz ve siyah renkler ağırlıkta. Güzel ve neşeli bir atmosfer. Dışarıda da, dükkanın köşede olmasından faydalanarak her iki kaldırma bakan tahta masallar koymuşlar. Kısacası keyifli bir ortam.



Burger menüsünden en ağır etli, en büyük hamburgerleri seçtik. Önden gelen cok fazla pişmiş ve tadını kaybetmiş onion ring'ler keyfimizi kaçıramadı, çünkü peşinden gelen burgerlerimiz cok lezzetliydi! Keyifle ve yalanarak yemeğimizi yiyip, yüzümüzde bir mutluluk, karnımızda tokluk, kanımızda yüksek kolestrol ile ayrıldık mekandan.



Benim yediğim vahşi ve de hayli yahşi burger 21 TL idi. Onion ring 7 TL. Bir bardak buzz gibi Coca Cola 3,5 TL. Yemekten aldığım tatmin; paha biçilmez!



Kim korkar hain kalorilerden diyorsanız, buyrun Egg & Burger’e.

Bay Afiyet
06/12/2010
Related Posts with Thumbnails